Talim-i Edebiyat adlı eserin yazarı Recaizade Mahmut Ekrem‘dir. Talim kelimesi sözlükte “öğretim“, “yetiştirme” anlamlarına gelmekte olup, dolayısıyla Talim-i Edebiyat ise “edebiyat öğretimi” manasına gelen bir söz öbeğidir. Eserden bahsetmeden evvel öncelikle kitabın yazarından kısaca söz etmek isteriz. Recaizade Mahmut Ekrem, Tanzimat’la başlayan ve Batılı manada gelişim gösteren yeni Türk edebiyatının önemli şahsiyetlerindendir; edebiyatın hemen her alanında eser vermiş üretken bir yazardır. Roman, şiir, öykü, eleştiri, piyes, tercüme vb. pek çok alanda eserler vermiş; kendisinden sonra gelenlere bir edebi ve estetik miras bırakmıştır.
Talim-i Edebiyat nedir?
Talim-i Edebiyat, Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılan yeni edebiyatın niteliği, içeriği, ilkeleri ve metodolojisi konusunda, ilk olarak 1879’da litografya (taş baskı) tekniğiyle, daha sonra ise 1882’de matbu şekilde yayımlanan Batılı tarzdaki ilk edebiyat teorisi kitabıdır. Eser, Recaizade Ekrem’in Mekteb-i Mülkiye’de verdiği derslerin bir özetidir ve Ekrem’in nazariyat (teori, kuram) sahasındaki en önemli eseridir; 19. yüzyılın son çeyreğinde Türk edebiyatına yön vermiş önemli bir çalışmadır. Talim-i Edebiyat, geleneksel belagat ile modern edebiyat kuramının sentezlendiği bir eserdir. Eser, modern edebiyat taraftarları tarafından ilgiyle karşılanırken, muhafazakar (eski) edebiyat taraftarlarının da tepkisini çekmiş bu sebeple çeşitli tartışmaları beraberinde getirmiştir.
Ahmet Hamdi Tanpınar bu eser için; “Filhakika Arabın ‘bedi ve beyanı’ ve ‘belagat’ıyla ilk hesaplaşmamız onunla başlar” ifadelerini kullanır. Talim-i Edebiyat, bir hesaplaşmanın meydana gelmesine zemin hazırlayacak ve bu hesaplaşma edebiyatımızda eski-yeni ya da bir diğer ifadeyle Recaizade Mahmut Ekrem-Muallim Naci kavgasına yol açacaktır. Bu tartışmada Recaizade, yeninin taraftarı iken; Muallim Naci ise eskinin taraftarı olarak karşımıza çıkacaktır.
Recaizade’nin görüşlerinin yeniliği veya farklı oluşu bir tesadüfün ürünü değildir. Onun özellikle şiir sanatı konusunda söylediği yeni ve farklı şeylerin kaynağı büyük ölçüde Batılı yazarlardır. Yazar, kitabın ön sözünde Talim-i Edebiyat’ı hazırlarken birçok Batılı şairden faydalandığını ifade etse de onların isimlerini dile getirmez. Fakat bu bir sorun değildir. Batı edebiyatından seçtiği çok sayıda tercümeye imzasını atan Recaizade’nin onlardan faydalanarak meydana getirdiği sanat ve edebiyat estetiğinin yeniliği, dönemin edebiyat taraftarları tarafından hayranlık ve takdirle karşılanmıştır. Onun etkilendiği Batılı şairlerin başında Fransız şair Boileau gelir.
Boileau’nun yanı sıra Lamartine, Victor Hugo, La Fontaine, Nicolas Gilbert, Louis de Fontanes gibi isimlerden yaptığı tercümeler de onun düşüncelerini besler. Recaizade bu yazarlar arasında en çok Victor Hugo ve Lamartine gibi romantiklere yakınlık gösterir.
Talim-i Edebiyat’ın bölümleri
Eser,
- Kuvâ-yı Zihniyenin Edebiyattaki Fi’li
- Esâlib,
- Üslûb-ı Hakiki
- Sanayi-i Lafziyye
olmak üzere dört bölümden oluşur. Eserin sonunda bir de “hatime” kısmı yer alır. Bir son söz mahiyetinde olan bu kısımda yazar, eserini Arap belagatinden uzak, tamamen Türkçenin kendi olanaklarıyla yazdığını ve Türkçenin dil yapısına özgü bir teorik çalışma yaptığını dile getirir.